NECİP FAZIL’I İNTERNETTEN OKUMAK
İnternetle yatıp internetle kalkar olduk. Günümüzün büyük bölümü bilgisayar karşısında geçiyor. Bilgisayardan arta kalan vakitlerde elimizden telefonları düşürmüyoruz. İnternet bağımlısı olmak bir yana, artık sanal alemde yaşar hale geldik. Hepimizin sosyal paylaşım sitelerinde hesapları var. Eşimizi dostumuzu ziyaret etmeyi bıraktık, birbirimizi “Facebook” üzerinde takip ediyoruz.

Ayak üstü “tweet”ler atıyor, paylaşımlar yapıyoruz. Ruh halimiz yüzümüzden önce “durum”umuza yansıyor, soframızdaki yemekler midemizden önce “duvar”ımıza gidiyor. Gittiğimiz her ortamda “selfie” çekip anında “face”ye atmak olmazsa olmazlarımızdan.

Sohbetlerimizin konusunu bile sanal alem belirliyor. “Dün Facebook’ta bir video izledim” “Biraz önce senin duvarında bir şey paylaştım” “Face’de okudum gibi” cümleler kurar olduk.

Sayfamıza düşenleri, sorgulamadan beğeniyor, araştırmadan paylaşıyoruz. Kimi zaman kaş yapayım derken göz çıkardığımız da olmuyor değil. Öyle ki rahmetli Necip Fazıl’ın bile kemiklerini sızlatıyoruz. Nasıl mı?

“Google” açıp Necip Fazıl sözleri diye yazarak şöyle bir gezintiye çıkarsanız veya “görsel”lerde arama yaparsanız, üstada ait olduğu iddia edilen pek çok söz bulursunuz. Fakat karşınızdaki Necip Fazıl değildir. Ona aitmiş gibi gösterilen sözlerin çoğunun aslında Üstat’la hiçbir ilgisi yoktur. Necip Fazıl’ı çokça okumuşsanız, o sözler zaten size kuru, yavan ve bayağı gelecektir. Çünkü Üstat’ın şiirleri büyük bir fikir çilesinin, engin bir ruh derinliğinin yansımalarıdır. Ona ait dizeler beyninizde şimşek gibi çakar. Kömürün içinde elmas gibi hemen tanırsınız.
Mesela üstat şunlar gibi kuru sevda sözleri etmez:
 
“Sevdiğini belli et; gizlemek başkalarına fırsat vermektir.”
“İnsan sevme hissini israf etmemeli,
Kim ne kadar sevilmeye layıksa,onu o kadar sevmeli.”
 
“Sokak lambası gibi olma ey yar!
Kime yandığın belli olsun…”
 
“Sevdiğini belli et, gizlemek başkalarına fırsat vermektir”
 
“Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra,
Züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar.”
 
“Önüne gelenle değil,
Seninle ölüme gelenle beraber ol.”
 
“Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.”
 
Necip Fazıl, kabadayı veya külhanbeyi olmadığı gibi racon da kesmez:
 
“Benim ayağımın altı da müsait başımın üstü de.. Nerde duracağını kendin belirle.”
 
“Bazı insanlar alçak gönüllüdür,
Bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür.”
 
“Hayvandan insana dönen yoktur ama,
İnsandan hayvana dönen çoktur.”
 
“Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen;
Hem yolunu kaybedersin, hem dostunu!”
 
“Adam olmak cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesidir.”
 
“Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya beş para etmiyor..”
 
“Sonunda ‘eyvah’ diyeceğin şeylere başında ‘eyvallah’ deme. Pişman ol, fakat pişman ölme.”
 
“ Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur!”
 
Dünya güzel olsaydı doğarken ağlamazdık..
Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.
 
“Gençliğine güvenip vakit çok erken derken
Belki elveda bile diyemezsin giderken…”
 
 
Necip Fazıl’ın şiiri mana olarak dopdoludur, teknik olarak ise kusursuz. Şu dizeler üstadın şiirlerinin yanında bile geçmez:
 
“Veren de O, alan da O, nedir senden gidecek?
Telaşını gören de can senin zannedecek.”
 
“Kişiye göre davranacaksın, küçükle küçük olacaksın hatta;
Ama seviyesizin seviyesine inecek kadar düşmeyeceksin hayatta…”
 
“Bir insanda olmayınca haya ile edep,
Neylesin ona medrese ile mektep,
Okusa da alim de olsa;
Yine merkep, yine merkep”
 
“İnsanlar ikiye ayrılır: vaktini “beşe” ayıranlar, vaktini “boşa” ayıranlar…
 
 
Necip Fazıl’ın üslubu kendisini hemen belli eder. Sığ düşünceler basit cümleler onun işi değildir:
 
“Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan Peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz…”
 
“Biz yılbaşında hediye getiren noel babanın değil, Miraçtan namaz getiren Hz. Muhammed’in ümmetiyiz”
 
“Hayırlı eş Allah’ın kuluna özel bir ikramıdır, hayırsız eş ise dünyanın en ağır imtihanıdır.
 
“Ne başını kapat, altını göster; ne altını kapat, üstünü göster. Hepsini kapat, imanını göster.”
 
“Ayağın taşa takıldığında “Allah kahretsin” bile dememelisin, dua etmelisin ki taşa takılan bi ayağın var…”
 
“Kadın mezarlığa girerken başını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz.”
 
“Bu ülkede biri size; çağdışı, yobaz, gerici, eski kafalı, deli, aşırıcı diyorsa emin olun ki doğru yoldasınız.”
 
“Şimdi Fatih kalksa mezarından, Ne ben O’nu tanırım ne O beni tanır
Ama İstanbul’u Bizanslılar almış deyip bir daha savaşır.”

Necip Fazıl’a ait olmayan fakat, internette onun adıyla dolaşan sözlerle sayfaları doldurabiliriz. Üstadı okumak isteyenlere tavsiyemiz, başlarını internetten biraz kaldırarak Necip Fazıl’ı kitaplarından okumaları.
 



0 Yorum - Yorum Yaz