Hayat yine bir yol ayrımına getirip bırakmıştı
beni. Şimdiye kadar bu duruma kaç defa düştüğümü hatırlamıyordum bile. Yaşadıklarından,
yenilgilerinden, kaybettiklerinden, yaralarından
ders almayan ben, her seferinde sanki ilk defa
bu kararsızlığı yaşıyor gibi afallıyordum. Bunalıyor, geriliyor, karamsarlığa ve illa umutsuzluğa
kapılıyordum. Bir şekilde huzurumu kaçırmayı,
mutsuz olmayı başarıyordum. İki yoldan birini
seçtiğimde bile aklım seçmediğimde kalıyor, huzursuzluğuma bir tutam da pişmanlık ekleyerek
yoluma devam ediyordum. Ta ki bir sonraki yol
ayrımına kadar… |