Yaaaaaaaa!

 YAAAAAAAA!

Okulumuz büyük ve kalabalıktı. Şu an kaç öğrencimiz olduğunu hatırlamıyorum. Ama galiba 70 öğretmendik. Öğretmenlerin tamamını tanıma şansım olmadı, daha doğrusu öyle bir gayretim de olmadı. Öğrenciler arasında olduğu gibi öğretmenler arasında da gruplar vardı. Teneffüs zili çaldı mı her öğretmen kendi grubunu bulur, teneffüsü geçirirdi. Ben de nasıl olduysa 3 kişilik bir gruba dâhil oldum. Hepsi neredeyse benimle yaşıt olduğu için uyum sıkıntısı yaşamadım. Kısa sürede ailecek görüşmeye başladık, hala daha da görüşüyoruz.

Sınıflarımız 30’ar 40’ar kişi olduğu için ders işlemek hayli zor ve yorucuydu. Teneffüs zili çaldığında kendimizi boğucu sınıf ortamından hemen açık havaya atıyorduk. Dışarıda banklar vardı. 10 dakika da olsa oturup dinlenmeye çalışıyorduk. Havalar soğuyunca ister istemez öğretmenler odasına kapandık.

Tabi okulumuz büyük olduğu için zaman zaman disiplin sorunlarıyla da karşılaşıyorduk. Ufak tefek hırsızlıklar, kavgalar gündelik olaylar olmuştu. Artık bizleri şaşırtmıyordu. Bir kış günüydü. Bütün öğretmenler öğretmen odasına tıkışmıştık. Kimi gruplar TV seyrediyor, kimileri kendi arasında sohbet ediyordu. Kimileri ise ortadaki büyük masanın etrafında boş boş oturuyordu. Birden dışarıdan bir gümbürtü geldi, bir bağrış çığrış, ardından küfürler. Evet, sık sık kavga dövüş oluyordu ama bu her zamankinden çok farklıydı. Hepimiz birden irkildik. Biz arkadaşlarla yerimizden kalkmak ile kalkmamak arasında tereddüt ettik. Gürültü yaklaştı yaklaştı ve paldır küldür kapıdan içeri girdi ve odayı doldurdu. Okulumuzdaki adını bile bilmediğim öğretmenlerden bir tanesi bir öğrencinin kulağından var gücüyle çekiyor, çocuk acıdan yerlerde kıvranıyordu. Öğretmen avazı çıktığı kadar bağırarak öğrenciye hakaretler ediyor tekme ve tokat vurmaya çabalıyordu. Gözyaşları içerisindeki öğrenci ise kulağını bırakması için öğretmene yalvarıyordu. Kapıya yakın birkaç öğretmen öğrenciyi güçlükle öğretmenin elinden aldı. O hengâmede öğretmenin adının Sami olduğunu öğrendim. Sami Bey inadına iri yarı idi. Hırstan yüzü kıpkırmızı olmuş, korkunç bir hal almıştı. Sami Hoca’nın elinden kurtulan öğrenci bir duvar dibine büzüldü, hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve kulağını tutuyordu. Biz kapıya çok uzak olduğumuz için olaya seyirci kalmıştık. Zaten bu anlattıklarım çok kısa bir sürede olup bitmişti. Sami Bey’in hırsı geçmiyordu. Üç dört kişi kendisini zor zapt ediyordu. Acaba bu öğrenci ne yaptı da öğretmen bu kadar sinirlendi. İlk şaşkınlığı atlatıp Sami Bey’e yaklaştım. Sami Bey gözlerini çocuğun üzerinden ayırmıyordu. O anı düşünürken gözümün önüne belgesel karesi gibi avına saldırmak için fırsat kollayan aç bir kaplan geliyor.

-Hocam hayırdır kavga falan mı etti? dedim.

-Hayııııır deyip kükredi.

Bir başkası

-Hocam size mi bir saygısızlık mı etti?

Bir başkası

-Kopya mı çekti?

-Hocam okulun malına mı zarar verdi

Sami Bey duymuyordu. Göğsü körük gibi inip çıkıyor. Büyük bir kinle köşeye çökmüş olan çocuğa bakıyordu. Ara sıra “hayır” anlamından başını sağa sola sallıyordu o kadar.

-Hocam kız öğrencilere karşı küfür falan?

-Taciz?

-Tecavüz?

-Hocam, sigara mı içti?

-Hocam, içki mi?

-Uyuşturucu?

-Uyuşturucu mu satıyor?

-Silah mı getirmiş okula?

-Haraç mı almış?

-Hocam söylesenize ne yaptı?

Hocanın gözleri öğrencinin üstündeydi. Baktıkça daha da hiddetleniyor. Ara ara öğrencinin işlediği suç aklına geliyor olmalı ki

-Bırakın öldürecem bunu, bırakııııın..! diye haykırıyordu. Güçlükle sandalyeye oturttular

-Hocam ne yaptı söylesenize?

-Birini mi yaraladı?

-Birini mi öldürdü?

-Size mi zarar verdi?

-Ne yaptı hocam?

-Bırakın öldüreceğim?

-Bir yeri mi yaktı, yıktı?

Hepimiz merak içerisindeydik. Ne yapmıştı, hocayı bu kadar sinirlendirecek? Aklımıza başka bir şey gelmiyordu. Aklımıza gelen bütün ihtimalleri söylüyorduk.

-Bomba mı attı okula?

-Terörist mi?

-Anarşist mi?

-Ne bu canavar mı yahu?

-Ne yaptı hocam?

Hoca tam sakinleşti cevap verecek derken birden yine kükredi. “Bırakıııın!” diye. Sami Hoca’yı tutanlar boş bulundu. Hoca, ellerinden kurtulup çocuğa bir iki yumrukla tekme savurdu, bereket, çocuk atik davranıp kendini geriye attı. Bir başka öğretmen çocuğu alıp dışarı kaçırdı. Çocuk gidince öğretmen bir süre derin derin nefes aldı. Yüzü hala kıpkırmızıydı, gözleri ateş saçıyordu. Su verdiler. Güçlükle sakinleştirip oturttular. Kravatını gevşetti.

Tekrar sorduk:

-Hocam ne yaptı bu çocuk? diye

-Olcak iş değil, dedi, nasıl cesaret eder buna, hem de okulda? Öldürmeliydim, cezası ne olursa olsun öldürmeliydim..

-Hocam ne yaptı?, diyoruz. Cevap vermek yerine “Öldürmeliydim” diyor. Meraktan biz öleceğiz. Yine ihtimalleri saydık

-İçki?

-Kumar?

-Uyuşturucu?

-Extasy?

-Adam yaralama,?

-Cinayet?

-Kapkaç?

-Çete kurma?

-Haraç?

Hepsine de “hayır” diyor

-Silah?

-Bıçak?

-Bomba? “Hayır, diyor hayır daha da fena daha da kötüsü” Bir öğrenci daha fena daha kötü ne yapabilir?

-Terörist mi, anarşist mi?

-Yok diyor yok daha da kötüsü

-Hırsızlık mı?

-Haydutluk mu? Çıldıracağım. En sonunda terbiyeyi bir tarafa bırakıp bayan öğretmenlere de aldırmadan:

-Pezevenk mi hocam dedim, pezevenklik mi yapıyor, kadın mı pazarlıyor?

-Yok yok, dedi daha kötü.

-İbne mi hocam, dedim, kendini mi satıyor hocam? dedim

-Yok dedi yok daha kötüsü.

La havle daha kötü ne olur?

-Hocam ne yapmış söyle!dedim, daha kötü ne?

-Hocam.. dedi yutkunarak, bu alçak, bu şerefsiz var ya..

-Var, hocam var!

-Bu orospu çocuğu, bu pezevengin oğlu var ya..

-Var hocam, var. Ne yapmış?

-Ne yapmış biliyor musun hocam?

-Ne yapmış hocam?

-Ben yakalamasam kimbilir daha neler yapardı hocam..

-Ne yapmış hocam?

-Biraz önce buraya getirdiğim namussuz var ya, eşşoğlu eşek..

-Evet hocam ne yaptı o namussuz eşşoğlu eşek?

-Hocam bu var ya, aşağıda bizim kalorifer dairesi var ya?

-Evet hocam var. Oraya saatli bomba mı koydu?

-Yok hocam daha da kötü

-Ne yaptı hocam bu orospu çocuğu, söyle çatlatma insanı?

-Orada merdiven var, onun altında

-Evet hocam, ne bok yedi merdivenin altında?

-Daha ne yapsın hocam daha ne yapsın?

-Ne yapıyordu hocam?

-Namaz kılıyordu hocam, namaz kılıyordu! Olacak iş mi hocam! Namaz kılıyordu namaaaz! Atatürk Türkiyesinde, laik Türkiye’de, cumhuriyet Türkiyesinde hocam.. Sami Bey’in bu sözleri üzerine hepimiz:

-Yaaaaaaaa! dedik.

************

Sadece uzun bir “yaaaaaaaaaaaaaaa”

Biliyorum bu “yaaaaaaaaaa” diyenlerin bazıları öğretmenin tavrına şaşırdı, bazıları öğrencinin yaptığına, AMA. AMA kaç tanesi?


Yorumlar - Yorum Yaz