• Mehmet Pektaş
    • Şair-Yazar
Cesur Kaşifler çıktı.
5 kitaplık yeni seri. Çocuklar bu seriyi çok sevecek.
Adam Olacak Çocuk Serisi
Seri yeni kitaplarla devam ediyor.
Macera kitapları çıktı.
Dr. Mehmet Pektaş'ın 5 kitabı birden çıktı.

Ana sayfa

Derginin bu sayısında Mehmet Pektaş'ın yanı sıra Abdurrahim Karakoç, Ercan Sağlam, Abdullah Türk, Tacettin Şimşek, M. Nihat Malkoç, Ahmet Alan, Abdullah Karabacak, Halit Yıldırım, Yasin Şen, Hilmi Kınalı, Haydar Ali Nacar, Mehmet Osmanoğlu, Salman Kapanoğlu, Tayyib Atmaca, Zekeriya Çakabey, Osman Gazi Turaç, Metin Özarslan ve Mehmet Bircan'ın yazı ve şiirleri yer alıyor.
Doktor Keçi’nin muayenehanesi ormanın ortasındaki yaşlı ağacın kovuğundaydı. Ormanın tek doktoru olduğundan yaralanan ve hastalanan tüm hayvanlar ona geliyordu. Korona virüs salgını başladı başlayalı Doktor Keçi’nin işi daha da zorlaşmıştı. Her ne kadar ormanda henüz hiç korona virüs vakası görülmemiş olsa da Doktor Keçi teyakkuzdaydı. Ateşi, çıkan burnu akan, kendini halsiz hisseden ve koronaya yakalandığını düşünen hayvanların ne zaman gelecekleri belli olmadığından aylardır evine gitmiyor, bir ağaç kovuğunda yatıp kalkıyordu.
Derginin bu sayısında Mehmet Pektaş'ın yanı sıra Âşık Veysel, Âşık Kara Mehmet, Muzaffer Uslu, Şükrü Ünal, Tacettin Şimşek, M. Nihat Malkoç, Ali Rıza Kaşıkçı, Musa Serin, Halit Yıldırım, Dursun Yeşil, Hilmi Kınalı, Leyla Yıldırım (Leylican), Hacı Musa Tuncer, Mehmet Aluç, Niyazi Karabulut, Osman Gazi Turaç ve Tayyib Atmaca'nın yazı ve şiirleri yer alıyor.
Uzun süre menüye göz gezdirdikten sonra kafasını kaldırıp yanı başında bekleyen garsona: “Çay…” dedi. Ardından etrafına bakındı. Küçük şirin bir kafeydi burası. İçerisi özenle dekore edilmişti. Duvarlara tuğla görünümü verilmiş, tavan eskitme ahşap desenli bir malzeme ile kaplanmıştı. Kumaşları pastel renklerden seçilmiş rengarenk sandalyeler küçük ahşap masaların çevresine yerleştirilmişti. Cam kenarlarındaki saksılarda süs bitkileri vardı. Garsonun masaya bıraktığı çaydan bir yudum alıp etrafa göz gezdirmeye devam etti. Yan tarafında, duvarın dibine büyücek ahşap bir kitaplık yerleştirilmişti. Kitaplığın alt raflarında silindir kutular içinde birkaç satranç takımı, ince uzun kutularda jenga oyunları vardı. Orta rafta set halinde alındığı anlaşılan dünya klasikleri görünüyordu. Üst rafta, eski bir radyo ve atlı karınca şeklinde bir müzik kutusu göze çarpıyordu.
Arkadaşlarla metrodan çıkıp dışarıdaki grupla birleştik. Hepimizin elinde dövizler pankartlar vardı. “Rektör istifa!” “Atanmış rektör istemiyoruz!” “Üniversiteyi savunuyoruz.” “Kayyuma hayır!” “Üniversiteler bizimdir”… Büyük bir protesto gösterisi olacaktı. Coşkuyla şarkılar, marşlar söylemeye başladık. Tam yürüyüşe başlayacakken kalabalığın arasında bir soru dolaştı: “Mert nerede?”
... 28 ...