• Mehmet Pektaş
    • Şair-Yazar
Cesur Kaşifler çıktı.
5 kitaplık yeni seri. Çocuklar bu seriyi çok sevecek.
Adam Olacak Çocuk Serisi
Seri yeni kitaplarla devam ediyor.
Macera kitapları çıktı.
Dr. Mehmet Pektaş'ın 5 kitabı birden çıktı.

Ana sayfa

Derginin bu sayısında Mehmet Pektaş'ın yanı sıra Mehmet Akif Ersoy, Ali Kemal Yiğit, Nurgül Kaynar Yüce, Tacettin Şimşek, Yaşar Bayar, Mehmet Osmanoğlu, Halit Yıldırım, Cevat Akkanat, Ziya Nurdan, M. Nihat Malkoç, Cahit Can, Zekeriya Çakabey, Tayyib Atmaca, Hacı Musa Tuncer'in yazı ve şiirleri yer alıyor.
Genç korona virüs Cavit, üzerinde yaşadığı vakanın ölmesiyle birlikte son anda kendini hastaneden dışarı attı. Kafasını giriş kapısının yanındaki çöp kovasına çarparak durabildi. Sersemlemişti. Hemen toparlanıp oradan uzaklaştı, bahçedeki banklardan birisinin üzerine oturdu. Baştan aşağı ter içindeydi, derin derin nefes alıp veriyordu. Olayın şokunu üzerinden atamamıştı. Otomatik kapının her açılışında tekrar hastaneye düşme korkusuyla yerinden sıçrıyordu. Orada rahat edemedi, arka taraftaki ağaçların kuytusunda, gece karanlığında görünmeyeceği bir yere geçti. “Ne sıcaktı öyle! İçeride biraz daha dursam ben de ölüp gidecektim. Ucuz kurtuldum.” diye kendi kendine söylendi. Serin hava Cavit’i kendine getirmişti. Ağacın altına uzanıp ellerini başının altına koydu, bacak bacak üstüne attı. Olup biteni artık daha iyi yorumlayabiliyordu.
Derginin bu sayısında Mehmet Pektaş'ın yanı sıra Şair Eşref, Cevat Akkanat, Tacettin Şimşek, Cahit Can, Melahat Özçoban, Yasin Şen, Halit Yıldırım, Mulla Nasreddin, Ali Kemal Yiğit, M. Nihat Malkoç, Ziya Nurdan, Mehmet Osmanoğlu, Mehmet Aluç, Salman Kapanoğlu, Şahmurat Çılgısız, Sebahattin Karadaş, Zekeriya Çakabey, Mehmet Baş, Tayyib Atmaca ve Âşık Serdari'nin yazı ve şiirleri yer alıyor.
Mehmet Âkif, İtiraf isimli dörtlüğünde: “Safahât’ımda, evet, şi’r arayan hiç bulamaz;/Yalınız, bir yeri hakkında “hazin işte bu!” der./Küfe? Yok. Kahve? Hayır. Hasta? Değil. Hangisi var ya?/Üç buçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder!” der. Bu satırlar bir tevazu ifadesi olduğu gibi Âkif’in şiirleriyle bütünleştiğinin de beyanıdır aslında. Bu açıdan bakıldığında onun şiirini hayatından ayrı düşünmemek gerektiği ortaya çıkar. Orhan Okay, Mehmet Âkif, Bir Karakter Heykelinin Anatomisi isimli kitabında Âkif’i böyle bir bütünlük içerisinde değerlendirir.
Korona virüs yüzünden okullar kapatılmış, uzaktan eğitime geçilmişti. Mahmut Hoca, öğrencilerin yokluğunda rahat etmesi gerekirken meslek hayatının en yoğun yıllarını yaşıyordu. En büyük sıkıntı öğretmen kadrosunun çok yaşlı olması, EBA’yı kullanamamaları, Zoom’a bağlanamamalarıydı. Felsefe öğretmeni Akil Hoca’nın gözleri iyice zayıflamış, tarihçi Paşa Nuri’nin kulakları duymaz olmuştu, Külyutmaz “Bana kimse kül yutturamaz ben adamı internetten bile enselerim.” dese de Hababam Sınıfı tarihinde çekmediği kopyayı uzaktan eğitimde çekiyordu. Bazıları soru sorulduğunda tıpkı cevap veriyormuş gibi sadece dudaklarını kıpırdatıyordu, bazıları ise hiç kımıldamadan duruyordu. Külyutmaz, öğrencilerin soruyu cevapladığını veya ekranın donduğunu sanıyor, bilgisayarının ayarlarıyla oynuyordu. Kimisi bunlarla da uğraşmıyor, daha önceden telefona çektiği videoyu bilgisayar kamerasının önüne koyup keyfine bakıyordu.
... 27 ...